Duke Üniversitesi Fuqua School of Business tarafından yapılan ve literatüre ‘milyon dolarlık ses’ kavramını kazandıran araştırma, daha kalın seslere sahip erkek CEO’ların daha büyük şirketleri yönetme, daha fazla para kazandırma ve işlerinde daha uzun müddet kalma eğiliminde olduğunu gösterdi. Günümüzde ismi giderek daha sık duyulmaya başlanan estetik ses cerrahisine yönelik bilgi vererek nasıl yapıldığını anlatan Dr. Voice Clinic’in Kurucusu, Prof. Dr. İsmail Koçak, bu süreci genelde ses tonunu beğenmeyenlerin yahut sesi ile vücudu ortasında dışardan algılanabilen bir uyumsuzluğa sahip olanların başvurduğunu lisana getirdi.
Prof. Dr. Koçak, “Örneğin ses kalınlaştırma ameliyatı, iş ömründe daha otoriter bir ses tonuna sahip olmak isteyen erkek ve bayanlara uygulanıyor. Kadınsı ses tonuna sahip olup sesini kalınlaştırmak ya da daha erkeksi yapmak isteyen erkeklere de sıklıkla uygulanıyor” dedi.
“SESİN DAHA MAKUS OLMASI İHTİMALİ YOK”
Ses inceltme süreçlerinin bilhassa kalın sesli bayanlarda tesirli olduğunu lisana getiren Prof. Dr. İsmail Koçak, “Bu ameliyata karar veren bayanlardan en sık duyduğumuz şikayet, telefon konuşmalarında erkek sanılmaları ve kendilerine ‘beyefendi’ diye hitap edilmesi. Ses inceltme ameliyatlarını, yapısal olarak ses telleri kalın olan bayanlarda ve erkekten bayana cinsiyet değişiimi kelam konusu olduğunda, sesi vücutla uyumlandırmak, daha ince ve daha kadınsı bir ton elde etmek için uyguluyoruz. Bu ameliyatlarda sesi kaybetme riski ve sesin daha makûs olma ihtimali kelam konusu değil” diye konuştu.
“YAŞLANAN SESİ GENÇLEŞTİRMEK MÜMKÜN”
Prof. Dr. Koçak, epey ilgi gören bir öbür estetik ses cerrahisi uygulaması olan ses gençleştirme ameliyatı hakkında ise, “Yaş ilerledikçe ve ses kullanımı arttıkça ses teli katmanları kalınlaşır ve ses kabalaşır. Ses tellerinin kalınlaşması, katmanlarının alınması ve yıpranan deforme dokunun ortadan kaldırılması gerekir. Bu süreçlerde ekseriyetle lazer kullanılır ve bozulan katmanlar çıkartılarak sesin genç ve enerjik tonları elde edilir” sözlerini kullandı.
