Ramazan ayının bitmesine günler kala iftar ve sahurda tüketilen yiyecekler kabızlık ve kilo alımına sebep olabiliyor. Diyetisyen Gizem Çalayır, hakikat beslenme ile ilgili tekliflerde bulundu.
“SAHURDA YANLIŞSIZ BESLENMELİYİZ”
Ramazan ayında sahurda gerçek beslenmenin çok kıymetli olduğunu vurgulayan Çalayır, “Ramazan ayında en sık yapılan yanlışlardan birisi az su içmek, porsiyon denetimlerinin yapılmaması ve süratli yemek tüketmektir. Bunun için sahurda hakikat beslenmeliyiz, su tüketimiyle bitirmemiz gerekir. Protein içeren besinler midenin boşalma müddetini uzatarak acıktırmayı geciktirdiği için tokluk hissi verir. Kesinlikle sahurda tabaklarımızda yumurta, yoğurt, süt ya da tuzsuz peynirlere yer vermeliyiz. Daha fazla tokluk sağlamak istersek avokado, lor peyniri üzere seçenekleri de tabaklarımıza ekleyebiliriz. Ekmek tüketiminde de kesinlikle tahıllı ekmeklerden yana olmalıyız. Lif içeriği yüksek olduğu için tokluk sağlar. Çavdar, tam tahıl, yulaf, bu seçeneklere alternatif olabilir. Bol yeşillikleri tüketimine itina göstermemiz gerekiyor. Bunlardan domates, salatalık, nane ya da marul uzun mühlet tokluk sağlar. Bunları söğüş haline getirebiliriz. Bunların üzerine bir tatlı kaşığı zeytinyağı ek edersek Ramazan’daki en sık rastladığımız durum olan kabızlığın da önüne geçebiliriz” dedi.
“SÜTLÜ TATLILARI HAFTADA 1-2 GÜN TERCİH EDEBİLİRİZ”
İftarda tüketilmesi gerekenlerle ilgili de ihtarlarda bulunan Çalayır, “Öncelikle iftar masalarının hayli sade tutulması gerekiyor. Bilhassa tatlılar masalarda yer almamalı. Korucu bir adet hurma ya da iki adet zeytinle açabiliriz. Hurma, karbonhidrat, lif ve güçlü mineraller açısından epey âlâ bir besindir. Bunun dışında daha sonrasında çorbaya geçiş yapmamız gerekiyor ve çorbadan sonra en az on dakikalık bir bekleme var. Bu esnada hem tokluk hormonlarının beyefendisine ulaşmasını sağlıyoruz hem kan şekerini dengeliyoruz hem de ana yemeyi daha şuurlu tüketilmesini sağlıyoruz. Örnek bir menü verilmek istenirse üç gün et, tavuk, balık olabilir. Üç gün zerzevat yemeği ve yanında yoğurt olabilir. Bir gün de aslında kuru bakla yemeklerini tüketebiliriz. İftarı tamamladıktan sonraki vazifemiz aslında gün içerisinde tüketmemiz gereken yaklaşık 2,5 litrelik suyu tamamlamamız olmalı. İki saat sonra ise bir orta öğün yapılabilir. Bitki çayları tüketilebilir. Bilhassa zencefil, yeşil çay ve rezene ön plana çıkıyor. Zencefil hazımsızlığı ve şişkinliği azaltır, yeşil çay metabolizmayı hızlandırır, rezene mide ve bağırsak hastalıklarını giderir. Bunun dışında yeniden bir porsiyon meyve tercihimiz olabilir” diye konuştu.
“YEMEKLERİN YAĞA DÖNÜŞME SURATINI ÇIKARTIYOR”
Ramazanda uzun müddet tok tutacak besinlerin seçilmesi gerektiğini kaydeden Çalayır, “Bu süreçte bizi uzun mühlet tok tutacak olan besinler, badem, ceviz, fındık, keten tohumu, yumurta, tarçın, kırmızı et, perde, balık, yoğurt, taze nane, mantar, nohut ve elma öne çıkar. Acıktıracak olan besinlere baktığınız vakit aslında çok yağlı ve tuzlu besinler, hamur işleri, turşu, sucuk falan, sosis, işlenmiş et eserleri, şekerli atıştırmalıklar ya da tatlılar, bol baharatlı ve gazlı içecekler, metabolizma suratını düşürdüğü için yemeklerin yağa dönüşme suratını çıkartıyor. Tıpkı vakitte su muhtaçlığını da arttırdığı için sahurda bilhassa bu besinlerden büsbütün kaçınılması gerektiğini öneriyoruz ve buradaki besinlerin aslında yağ oluşma suratını arttırdığı için kilo alma riskini de arttırır” tabirlerini kullandı.
