Karşıdevrimin daima baltalamaya çalıştığı Kemalist Cumhuriyet, dün de bugün de ona sadık yurttaşları yetiştirmeye ve yüzünü aydınlığa dönmeye devam ediyor… Gerici kuşatma altında olan ülkemizin, kurucu bedellerine sarıldığı bugün, bu yolda daima yolbaşçı olan gazetemizin muharrirlerinden yaptığımız seçkiyle bayramımızı kutluyoruz…
CUMHURİYETE BORÇLUYUZ
Kurtuluş Savaşımızın engin ve rengin sayfalarını bu rejime borçlu olduğumuz üzere, Türk milletine uygar dünya ortasında müstesna bir yer veren ihtilal başarılarımızı da yeniden ona borçluyuz.
İşte eşsiz bu¨yu¨k du¨nya buhranının her tarafta birer yanardağ üzere tutuşup akan olaylar ortasında su¨ru¨klenip giderken aziz rejimimizin on dokuzuncu yıldönümüne kavuşunca biz bu¨tu¨n Türkler bu tu¨rlu¨ hisler ve niyetlerle haklı bir huzur ve rahatlığa kavuşmuş oluyor ve en çetin hayat kuralları u¨stu¨ne yükselerek karşımızda yenilmeyecek hiçbir zorluk bulunmadığı kanaatiyle yolumuza devam ediyoruz.
YUNUS NADİ
29 EKİM 1942
KAÇINILMAZ ÖDEV
Bu ödevi ihmal edersek yarınki nesiller onu başaramaz mı? Başarmasına elbette başarır. Lakin orta yerde vakit kaybederiz. Gitgide suratı artan uygarlık yarışında biraz daha geri kalırız. Bize ve çocuklarımıza yazık olur.
NADİR NADİ
29 EKİM 1956
AYDINLIK BAYRAMI
Cumhuriyetin 69’uncu yıldönümü bugün merasimlerle kutlanıyor, şenlikli bir gün… (…) 1923’te temeli atılan Cumhuriyet, bugün kimi etraflarda “tu kaka” oldu…
Hangi etraflarda? Kürtçüler… Şeriatçılar… Enteller…
Ellerinden gelse, Cumhuriyeti kuranları mezardan çıkarıp sanık sandalyesine oturtacaklar, “işledikleri suçlar” dan dolayı hepsini cezalandıracaklar.
*
(…)1923 İhtilali, emperyalizmle dişe diş göze göz bir Kurtuluş Savaşı’nın sonucudur. (…)
Laiklik sürecinden geçmeden hiçbir toplumda demokrasi kurulamaz. (…) Bayanı ikinci sınıf insan ya da köle sayan şeriatın demokrasiyle bağdaşması olanaksızdır.
*
Her yıl içinde yaşadığımız şartlara nazaran yeni bir Cumhuriyet Bayramı’nı algılıyoruz. (…)
Cumhuriyetin birinci yıllarında, coşku, his, heyecan ağır basıyordu; artık akıldır bize hâkim olan, tarihi şuurun aydınlığıdır Cumhuriyeti teraziye vuran…
Sevgili Atatürk’ün anısı önünde eğilerek diyoruz ki Cumhuriyet Bayramı hepimize kutlu olsun!..
İLHAN SELÇUK
29 EKİM 1992
TAM BAĞIMSIZLIK…
Ulusal Kurtuluş Savaşımız “tam bağımsızlık” inancından kaynaklanır. Atatürk, bu “tam bağımsızlık” kavram ve inancını, “siyasette, maliyede, iktisatta, adalette, askerlikte ve kültürde” bağımsızlık olarak tanımlamaktadır. (…) Atatürk, yeni Türk devletinin emelini işte bu türlü tanımlamaktadır Tam bağımsızlık ve kayıtsız şartsız ulusal egemenlik… Cumhuriyetimizin ideolojik çerçevesi, siyasal yapısı ve özü işte bu prensiplerde gizlidir. (…) Atatürk’ün “tam bağımsızlık” inancıyla yoğrulmuş, kan ve ateş kıymetine kazanılmış Kurtuluş Savaşı’nı unutursak, Cumhuriyeti, onu oluşturan siyasal ve ideolojik yapıyı unutmuş Cumhuriyete ve Atatürk’e yabancılaşmış oluruz. “Tam bağımsızlık” ve “ulusal egemenlik” Cumhuriyetimizin temelindeki harclardır, “laiklik” Cumhuriyetin bir öteki vazgeçilmez niteliğidir. (…) Önümüzdeki yıllarda, Kurtuluş Savaşımızın antiemperyalist inanç ve ruhundan kaynaklanacak siyasette ve ideolojide “tam bağımsızlık” unsurunu baş tacı yapan ilerici ve devrimci siyasal kanılar güç ve yaygınlık kazanırsa, işte o vakit “Hoş gelişler ola/Mustafa Kemal Paşa” türküsünü daima birlikte söyleyeceğiz: Daima birlikte!
UĞUR MUMCU
29 EKİM 1983
YAPRAKLAR…
Bugün 29 Ekim…
Atatürk, Birinci Dünya Savaşı’nda zafer kazanmış tek Osmanlı paşasıydı. Daha Anafartalar’ın ertesinde yaşayan bir “efsane” olmuşmuştu. Yurtiçinden ve dıştaki Müslümanlardan gelen tekliflere uysa, istese, padişah ve halife olması çok kolaydı. Cumhuriyeti kurmaktan çok çok daha kolay!…
(…) 1922 Ekimi’nin son günleriydi.
TBMM’deki kimi hocalar saltanatın kaldırılmasını engellemeye çalışıyorlardı. İslam hukukuna nazaran, halifenin kesinlikle “dünyevi iktidar”a da sahip bulunması gerektiğini savunuyorlardı. Etkiliydiler. (…) Türkiye’nin son yarım yüzyılı, ülkeyi yönetenlerin Atatürk doğrultusuna ihanetleri ile doludur… Fakat topluma kazandırdıklarının yitmesi tehlikesi arttıkça “yeni nesiller”deki Kemalist şuur de artmaktadır.
Bırakın kimileri, çok paralı gazetelerindeki köşelerin de “Kahrolsun Bağımsızlık” başlıklı yazılar yazsınlar! Bırakın kimileri, “İşçilerin vatanı yoktur” diye Kemalizme kin kussunlar!.. Bırakın “yeni mandacılar iç ve dış kimi karanlık güçlerce basının köşe başlarına yerleştirilsinler! Onlar, “görev”lerini yapsınlar ki Kemalizmin kıymeti ve yeniliği çok daha uygun anlaşılsın!
AHMET TANER KIŞLALI
29 EKİM 1995
l Seçkideki yazılar, günümüz Türkçesine uyarlanmış ve özetlenmiştir… l
