6284 sayılı muhafaza kanununa dair tartışmalar durdurak bilmiyor. En son AKP’li Hasret Zengin, 6284 sayılı maddeyi savunması sebebiyle toplumsal medyadan lince maruz kalmıştı.
Zengin, katıldığı bir TV programında hususa ait şu tabirleri kullanmıştı:
“Artık bu kanunla ilgili hiçbir şey söylemek istemiyorum.Yorgunum. Yalnızlıktan da yorgunum, topluluğumuzun içinde bulunduğu durumu değerlendirirken de hüzün duyuyorum. Ben tartışılamaz demedim. Keşke daha insani, düzeyli, İslami bir ortamda tartışabilsek.”
Öte Yandan Yeniden Refah Partisi de Cumhur İttifakı’na katılma sürecinde 6284 sayılı kanunu pazarlık haline getirmişti. Tekrar Refah’ın bir öteki talebi ise LGBTİ+ derneklerinin kapatılmasıydı.
“SIRA UYGAR KANUN’DA!”
Aktivist Avukat Feyza Altun gündeme ait yorumlarını Cumhuriyet TV‘de aktardı.
İstanbul Sözleşmesi‘nden sonra sıranın 6284 sayılı kanuna geldiğini belirten Altun, “6284 sayılı kanun, aile içinde, yani nişanlı, evli, boşanmış çiftler ortasındaki şiddeti engelleyen ve çocuklar için de akut tedbiren muhafaza sağlayan bir kanundur. Biliyorsunuz İstanbul Sözleşmesi‘nden imza çekilen süreçte, ‘6284 sayılı kanun var bunun için kimsenin korkmasına gerek yok’ denmişti. Artık ise 6284 sayılı kanunun ortadan kaldırılması gündeme geldi. Benim fikrim daha sonra da Medeni Kanun’da bayanların kazanılmış hakları ortaya konacaktır. Adım adım giden bir gericilik örneği. Bu kanunların tartışmaya bile açılmaması gerekir” diyerek tehlikeyi vurguladı.
“ÖLDÜRMEYE NİYETİNİZ YOKSA SİZİ RAHATSIZ ETMEMELİ!”
Sosyal medyada, 6284 sayılı kanun sebebiyle, hatasız yere mahpus yatıldığını savunan pek çok kullanıcıya karşılık veren Altun, “Eğer birine şiddet göstermek üzere bir niyetiniz yoksa, birisini yalnızca sizden boşanmak istedi ya da sizinle birlikte olmak istemedi diye yahut nafaka istedi diye şiddet göstermeye, onu öldürmeye niyetiniz yoksa sizi rahatsız etmemeli bu kanunlar. 6284 sayılı kanunda tazyik mahpus cezası vardır. Şayet bir müdafaa kararı ihlal edilirse 3-10 gün ortasında tazyik mahpus cezasına hükmedilebilir. Uygulamada bu tazyik mahpus cezası son derece sıkıntı veriliyor. Mahkeme bir karar vermiş bu karar ihlal edilmiş, bu sebeple 3-10 gün ortasında mahpus yatıldıysa buna kimsenin itiraz etme hakkı yok” dedi.
Laiklik ve demokrasi vurgusu yapan Altun, “Aslında şunu söylüyorlar: Ben dövmek istiyorum, ben o konuta zorla girmek istiyorum, ben hakkım olmamasına karşın diğerinin hakkını gasp etmek istiyorum, kimse de beni engellesin istemiyorum. Kimse 6284 sayılı kanun var diye mahpusa girmiyor. Kanundan doğan mahkeme kararını ihlal ederse sonucuna katlanmak zorunda kalır. Laik, demokratik Türkiye Devleti’nde bu tartışmaların kabul edilemez olduğunu düşünüyorum” tabirlerini kullandı.
“KENDİLERİ ‘YOK’ DEYİNCE ORTADAN KALKACAĞINI ZANNEDİYORLAR…”
Altun LGBTİ+ derneklerinin kapatılmasına ait talebe şu sözlerle reaksiyon gösterdi:
“Konudan ne kadar uzak olduklarını gösteriyor. Şayet bir LGBTİ+ derneği üyesiyseniz, bu sizin illa eşcinsel yahut trans olduğunuzu göstermez. Bireyler bu bireylerin haklarını savunmak hedefiyle bu derneklere üye oluyor. Özetle, ‘Biz bizim üzere olmayan bireylerin haklarının savunulmasını kabul etmiyoruz. Bu dernekleri kapatarak hak savunusunun önüne geçicez’ diyorlar. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu‘na da kapatma davası açıldı. Bayan cinayetlerini araştıran hatta devletin tutmadığı istatistiği tutan derneğin kapatılmaya çalışılması ile LGBTİ+ derneklerinin kapatılmaya çalışılması ortasında paralellik vardır. Siyasi partilerin kapatılmaya çalışılmasında olduğu üzere. Aslında yok etmek istedikleri, kendileri ‘yok’ deyince ortadan kalkacağını zannettikleri LGBTİ+ bireyleri nasıl görünmez kılacaklar, tabi ki bu bireylerin haklarını savunan hukukçulardan ve aktivistlerden oluşan bu dernekleri kapatarak. Bunun hiçbir türel münasebeti olmamasının yanında yargının bağımsız olmaması sebebiyle telaşlarım olduğunu belirtebilirim”
